He is busy with the final draft.
- O, nihai taslakla meşguldür.
I cannot calculate the final cost until I talk with our contractors.
- Ben müteahhitlerle konuşuncaya kadar nihai maliyeti hesaplayamam.
I don't need gold, I only seek the ultimate truth.
- Altına ihtiyacım yok. Ben sadece nihai gerçeği arıyorum.
Our ultimate goal is to establish world peace.
- Nihai amacımız dünya barışını kurmaktır.
Justice is slow, but eventual.
- Adalet yavaş ama nihaidir.