She kindly gave me a ride home.
- O beni nezaketle eve götürdü.
I am much obliged to you for your kindness.
- Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
I will never forget your kindness so long as I live.
- Yaşadığım sürece nezaketini asla unutmayacağım.
Your courtesy is appreciated.
- Nezaketiniz takdir edilmektedir.
Thank you for your courtesy.
- Nezaketiniz için teşekkürler.
Politeness is just a protocol that is different in every society.
- Nezaket sadece her toplumda farklı olan bir protokoldür.
Virtue, perhaps, is nothing more than politeness of soul.
- Erdem, belki de sadece ruhun nezaketidir.
She answered him with cold civility.
- O, onu soğuk nezaketle yanıtladı.
Tom didn't even have the decency to say it was his fault.
- Tom'un onun kendi hatası olduğunu söyleyecek nezaketi bile yoktu.
She had the decency to apologize.
- Özür dileme nezaketi vardı.