Fortunately, I've got you to talk to.
- Neyse ki, seni konuşturdum.
Fortunately, I've solved your problem.
- Neyse ki, senin sorununu çözdüm.
Luckily, Tom made some sound investments.
- Neyse ki, Tom bazı ses yatırımları yaptı.
Luckily Tom didn't see Mary.
- Neyse ki Tom Mary'i görmedi.