الإنجليزية - التركية
تعريف next to; at the side of في الإنجليزية التركية القاموس.
- beside
- yanında
Birkaç kız kapının yanında duruyor.
-Several girls are standing beside the gate.
Masanın yanındaki ne?
-What's beside the desk?
- beside
- {e} yanına
O onun yanına diz çöktü ve onun adının ne olduğunu sordu.
-She knelt beside him and asked him what his name was.
Herkes onun yanına oturmak istiyor.
-Everybody wants to sit beside her.
- beside
- {e} dışında
Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu.
-There was no one in the room besides Mary and John.
O mağaza mobilya dışında birçok şey satmaktadır.
-That store sells many things besides furniture.
- beside
- beside oneself kendinden geçmiş çılgınş beside the mark söz dışı
- beside
- {e} kıyasla
- beside
- {e} nazaran
- beside
- munasebeti olmayanş
- beside
- yanyana
- beside
- beside göre/yakın
- beside
- -e nazaran
- beside
- bitişiğinde
- beside
- oranla
- beside
- yanma
- beside
- -in yanında
- beside
- {e} başka
Futbol dışında başka hiçbir hobim yoktur.
-I don't have any other hobbies besides football.
Orada benden başka kimse yoktu.
-There was no one there besides me.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف next to; at the side of في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- beside
next to; at the side of
النطق
Resimler
السابق
المفضلات