Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
- I've never seen such a wonderful sunset.
Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.
- I had never seen a panda until I went to China.
Hafta sonları asla çalışmam.
- I never work on weekends.
O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.
- She is never online, even during her vacation.
İyi bir savaş, ne de kötü bir barış hiçbir zaman olmadı.
- There never was a good war nor a bad peace.
O hiçbir zaman babasının söylediklerini önemsemez.
- He never takes any notice of what his father says.
Ben hiç bir zaman bir kişiye söz vermedim.
- I never promised anybody anything.
Tom hiç bir zaman tek başına Boston'a gitmene izin vermeyecek.
- Tom is never going to let you go to Boston by yourself.
Dedem ve büyükannem sütlü kahveyi katiyen sevmezlerdi.
- My grandparents never liked coffee with milk.
... that my music would constantly be changing, because you never want to make the same album ...
... Many people try to pass you perfect data, it never exists. ...