Tom made it quite clear who we weren't supposed to talk to.
- Tom kimle konuşmamamız gerektiğini oldukça netleştirdi.
Tom made it quite clear why we had to have the job finished by 2:30.
- Saat 2.30'a kadar niçin işi bitirtmek zorunda olduğumuzu Tom gayet net açıkladı.
The birthday pictures are very sharp.
- Doğum günü fotoğrafları çok net.
The teacher can show an example on the blackboard to clarify the type of answer expected.
- Öğretmen beklenen cevabın türünü netleştirmek için tahtada bir örnek gösterebilir.
I just want a straight answer. Nothing more.
- Sadece net bir cevap istiyorum. Daha fazla bir şey değil.
I can't get a straight answer from Tom.
- Tom'dan net bir cevap alamıyorum.
I just want a straight answer. Nothing more.
- Sadece net bir cevap istiyorum. Daha fazla bir şey değil.
The Web is just part of the Net.
Petri net.
The company nets $30 on every sale.
Her brest all naked, as net iuory, / Without adorne of gold or siluer bright .
net profit ; net weight.
Every party is netting their position with a counter-party.
The striker headed the ball into the net to make it 1-0.
Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
- There may be a killer who looks harmless in any social network.
İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü.
- As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake.
Kelebekleri bir fileyle yakaladım.
- I captured butterflies with a net.
Şebeke gösterinizi başka bir zaman aralığına taşıyor.
- The network is moving your show to another time slot.
Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.
- Hackers find new ways of infiltrating private or public networks.