We anticipated where the enemy would attack.
- Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.
Do you know where George bought his tennis racket?
- George'un tenis raketini nereden aldığını biliyor musunuz?
How did you know we were here?
- Burada olduğumuzu nereden biliyordun?
How do you know that Tom isn't a native speaker?
- Tom'un bir yerli konuşmacı olmadığını nereden biliyorsun?
I must know where these quotations originate.
- Bu alıntıların nereden kaynaklandığını bilmeliyim.
Where did such rumors originate?
- Bu söylentiler nereden kaynaklandı?
I know that he knows her, but I don't know from where.
- Onun onu tanıdığını biliyorum, ama nereden olduğunu bilmiyorum.
From where do you know him?
- Sen onu nereden biliyorsun?
Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
Do you know where your dad went?
- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
What part of Australia are you from?
- Avustralya'nın neresindensin?
What part of Boston does Tom live in?
- Tom Boston'un neresinde oturuyor?