Where is the railroad station?
- Demiryolu istasyonu nerede?
Where did you see the woman?
- Kadını nerede gördün?
I'd like to know Tom's whereabouts.
- Tom'un nerede olduğunu bilmek istiyorum.
We couldn't find out her whereabouts.
- Onun nerede olduğunu bulamadık.
Tom may eat wherever he wants to.
- Tom nerede isterse yiyebilir.
Put the box wherever you can find room for it, please.
- Sen onun için nerede oda bulabilirsen kutuyu koy, lütfen.
We shall have the ability to respond rapidly and decisively to terrorism directed against us wherever it occurs.
- Biz nerede olursa olsun bize yöneltilen teröre hızlı ve kararlı bir şekilde cevap yeteneğine sahip olacağız.
We'll go wherever the action is.
- Aksiyon nerede olursa olsun gideceğiz.
Where do you want to sit?
- Nerede oturmak istiyorsun?
Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
What part of Australia are you from?
- Avustralya'nın neresindensin?
What part of Australia do you come from?
- Avusturalya'nın neresindensin?
Wherever you say, Tom.
- Her nerede söylersen, Tom.