Komşularına elinden gelen bütün yardımı yapmalısın?
- You should do all you can to help your neighbours.
Komşularım bana zaten Björk'ün kim olduğunu açıkladılar.
- My neighbours have already explained to me who Björk is.
Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
- I had an interesting conversation with my neighbor.
Japonya ve Güney Kore komşudur.
- Japan and South Korea are neighbors.
Komşumun adı Deng Daping'tir.
- My neighbour's name is Deng Daping.
O benim komşum ama onu iyi tanımıyorum.
- He's my neighbour, but I don't know him that well.
Bitişik komşunun misafiri çok hurma yiyen bir misafirdir.
- The next-door neighbour's guest is a guest who eats lots of persimmons.
Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
- I just want to be a good neighbor.
Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
- I only want to be a good neighbor.
Biz bitişikteki komşuyuz.
- We're next-door neighbors.
O bizim bitişik komşumuz.
- He is our next door neighbor.
Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.
- Last night there was a big fire in the neighbourhood.
Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
- The neighbours have been banging about next door all morning.
My neighbour is very irritable and grumpy at times.
Though France neighbours Germany, its culture is significantly different.