Careless driving causes accidents.
- Dikkatsiz araba sürme kazalara neden olmaktadır.
I don't want to cause you any problems.
- Size herhangi bir soruna neden olmak istemiyorum.
I don't want to cause anyone any more trouble.
- Ben hiç kimse için daha fazla derde neden olmak istemem.
I don't want to cause any more trouble.
- Daha fazla soruna neden olmak istemiyorum.
The storm didn't cause any damage.
- Fırtına hiçbir hasara neden olmadı.
Tom didn't want to cause us any more trouble.
- Tom bize daha fazla soruna neden olmak istemedi.
It could cause too many problems.
- O, birçok sorunlara neden olabilir.
Tampons can cause toxic shock syndrome.
- Tamponlar toksik şok sendromuna neden olabilir.
Environmental pollution is causing abnormal weather conditions.
- Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor.
When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.
- Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.