Yapılmasına ihtiyaç duyulan her şeyi yaptım.
- I've done everything that needed to be done.
İhtiyaç duyulan şey daha fazla zaman.
- What is needed is more time.
O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.
- She needed fuckin' words of love.
Aniden bir arabaya ihtiyaç duydum.
- I suddenly needed a car.
Tom Mary'ye bilmesi gereken her şeyi söyledi.
- Tom told Mary everything she needed to know.
Gerekenden daha fazla parası var.
- He has more money than is needed.