O, takriben seninle aynı yaştadır.
- He's about the same age as you are.
O, takriben benimle aynı yaştadır.
- She's about the same age as I am.
Tom hemen hemen senin kadar uzun.
- Tom is just about as tall as you are.
Kız kardeşimle hemen hemen aynı yaşta gösterdiğimi söylerler.
- People say I look about the same age as my sister.
Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar.
- They study about the function of the brain.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Tom istediği bir şeyi almak için aşağı yukarı yeterince zengin.
- Tom is rich enough to buy just about anything he wants.
Sorun konusunda sessiz kaldı.
- She kept silent about the problem.
Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor.
- Many people worry about paying their bills.
Biz ateş etrafında dans ettik.
- We danced about the fire.
Tüm bahçenin etrafında yüksek bir duvar duruyor.
- A high wall stands all about the garden.
Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen.
- Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.
Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı.
- Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.
Buralarda bir kulübe vardı.
- There used to be a hut about here.
Onun evi buralarda bir yerde.
- His house is somewhere about here.
Tom ve arkadaşları ateşin etrafına oturdular, iyi eski günlerden bahsettiler.
- Tom and his friends sat around the fire, talking about the good old days.
Tom ayağa kalktı ve etrafına baktı.
- Tom stood up and looked about.