Kabinenin her üyesi mevcuttu.
- Every member of the cabinet was present.
Çok sayıda öğrenci toplantıda mevcut.
- A lot of students are present at the meeting.
Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar.
- At present they are working for a big company in England.
Şu andaki eğitim sisteminde hangi eksikliği bulabilirsin?
- What defect can you find in the present system of education?
Şimdiki durumdan bir çıkış yolu arıyoruz.
- We are groping for a way out of the present situation.
Şimdiki işimi bırakacağım.
- I am going to leave my present job.
Tom babasına doğum günü hediyesi göndermekten geri kalmaz.
- Tom never fails to send a birthday present to his father.
Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik.
- We chose Mary a good birthday present.
Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
- You must live in the present, not in the past.
Hepimiz şimdiki zamanın yanı sıra geçmişle ve gelecekle bağlandık.
- All of us are connected with the past and the future as well as the present.
Senin şu anki sorunun her zaman aklımda.
- Your present trouble is on my mind all the time.
Tom şu anki maaşından memnun değil.
- Tom isn't content with his present salary.
Tom bugünkü toplantıda hazır olacak.
- Tom is going to be present at today's meeting.
Tom bugünkü maaşından memnun.
- Tom is content with his present salary.