Maalesef bu şarkının sözlerini bulamıyorum.
- Ne yazık ki bu şarkının güftesini bulamıyorum.
Whilom in Albion's isle there dwelt a youth, / Who ne in virtue's ways did take delight .
Sting, né Gordon Sumner.
My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price.
- Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.
Everyone is eligible regardless of nationality.
- Milliyeti ne olursa olsun herkes uygundur.
Did the error occur right from the start or later on? - When?
- Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
When do you usually go to bed?
- Genellikle ne zaman yatarsın?
Unfortunately, few passengers survived the catastrophe.
- Ne yazık ki, birkaç yolcu felaket atlattı.
Unfortunately she only had five dollars with her.
- Ne yazık ki yanında sadece beş dolar vardı.
Hey, guys. What's up?
- Hey, arkadaşlar. Ne haber?
Why else would Tom go there?
- Tom başka ne için oraya giderdi?
Hey, guys. What's up?
- Hey, arkadaşlar. Ne haber?
What does it mean to be a Christian?
- Bir Hristiyan olmak ne demek?
What does it mean to think big?
- Büyük düşünmek ne demek?
How about spending an elegant and blissful time at a beauty salon?
- Bir güzellik salonunda hoş ve mutlu bir zaman geçirmeye ne dersin?
How about something cold to drink?
- İçmek için soğuk bir şeye ne dersin?
How long did they live in England?
- Onlar İngiltere'de ne kadar süre yaşadılar?
How long that bridge is!
- Köprü ne kadar uzunmuş!
How much money do you want?
- Ne kadar para istiyorsun?
How far away is the airport?
- Havaalanı ne kadar uzak?
How long did you train in order to achieve such perfection?
- Böylesine bir mükemmelliğe ulaşmak için ne kadar süre eğitim gördün?
How careless you are to forget such an important thing!
- Böyle önemli bir şeyi unutacak kadar ne kadar ihmalkarsın!
I didn't want to go anyway.
- Ne olursa olsun gitmek istemedim.
In any event, I will do my best.
- Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.
Whenever she comes back from a journey, she brings a gift for her daughter.
- O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.
Come whenever you want.
- Lütfen ne zaman istersen gel.
In any event, I will do my best.
- Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.
Yes, I kissed him. So what?
- Evet, onu öptüm. Ne olmuş?
So what if I am gay? Is it a crime?
- Ben bir eşcinselsem ne olmuş? Bu bir suç mu?
I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
- Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
This bird lives neither in Japan nor in China.
- Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
How much do ten paper plates cost?
- 10 kağıt tabak ne kadar?
How much do you believe him?
- Ona ne kadar inanıyorsun?
However hard you may study, you can't master English in a year or so.
- Ne kadar sıkı çalışırsan çalış, bir sene veya civarında İngilizcede uzmanlaşamazsın.
However hard you may try, you will not be able to do it.
- Ne kadar çok çalışırsan çalış, onu yapamayacaksın.
Come what may, we must do our duty.
- Ne olursa olsun vazifemizi yerine getirmeliyiz.
Come what may, I won't stop making music.
- Ne olursa olsun, ben müzik yapmayı durmayacağım..
Sadly, sadfully is not a word.
- Ne yazık ki sadfully bir kelime değildir.
Batten doors are sadly falling out of fashion.
- Ne yazık ki çakma kapıların modası geçiyor.
What time do you open?
- Ne zaman açıyorsunuz?
Can you please tell me what time the train leaves?
- Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?
What kind of person do you think I am?
- Ne çeşit bir insan olduğumu düşünüyorsun?
What kind of man do you think I am?
- Ne çeşit adam olduğumu düşünüyorsun?
What about next Sunday?
- Önümüzdeki Pazara ne dersin?
What about having fish for dinner?
- Akşam yemeği için balık yemeğe ne dersin?
Tom discovered just how gullible Mary was.
- Tom sadece Mary'nin ne kadar saf olduğunu keşfetti.
Just how big an idiot do you think I am?
- Sadece ne kadar büyük bir aptal olduğumu mu düşünüyorsun?
What's the matter? You look pale.
- Ne oldu? Solgun görünüyorsun.
What's the matter, Tom? Are you crying?
- Ne oldu, Tom? Ağlıyor musun?
Markku at any rate is not to blame.
- Markku ne olursa olsun suçlanmayacak.
At any rate, we can't change the schedule.
- Ne olursa olsun, programı değiştiremeyiz.
ne tür müzikleri seversin?.
Talking of music, what kind of music do you like?
- Müzikten bahsetmişken, ne tür müzik seversiniz?
The food athletes eat is just as important as what kind of exercises they do.
- Sporcuların yedikleri yiyecek tam olarak ne tür egzersizleri yaptıkları kadar önemlidir.
To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to.
- Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.
What kind of question is that? Do you really expect me to answer that?
- Bu ne biçim bir soru? Gerçekten onu cevaplamamı bekliyor musun?
What kind of man are you?
- Sen ne biçim bir adamsın?
Tom can't speak either French or Spanish.
- Tom ne Fransızca ne de İspanyolca konuşabilir.
Tom doesn't like either beer or wine.
- Tom ne birayı ne de şarabı sever.
What is a cancer cell like?
- Bir kanser hücresi ne gibidir?
What's it look like to you?
- O sana ne gibi görünüyor?
How nice to be in Hawaii again!
- Yine Hawaii'de olmak ne güzel!
Tom! How nice to see you again!
- Tom! Seni tekrar görmek ne güzel!
How beautiful that flower is!
- Ne güzel bir çiçek o!
How beautiful this flower is!
- Ne güzel bir çiçek bu!
What for do you need a second bicycle? Give it to me!
- Ne için ikinci bir bisiklete ihtiyacın var? Onu bana ver!
What for do you need a second bicycle? Give it to me!
- Ne için ikinci bir bisiklete ihtiyacın var? Onu bana ver!
How many aunts and uncles do you have?
- Ne kadar halan ve dayın var?
How many do you need?
- Ne kadar ihtiyacın var?
Guess what happened to me.
- Bil bakalım,bana ne oldu?
Guess what happened to me.
- Bana ne olduğunu tahmin etsene!
Yes, I kissed him. So what?
- Evet, onu öptüm. Ne olmuş?
So what if I am gay? Is it a crime?
- Ben bir eşcinselsem ne olmuş? Bu bir suç mu?
Please don't smoke cigarettes no matter what.
- Lütfen ne olursa olsun sigara içme.
Rain or shine, the opening ceremony is to begin at nine.
- Ne olursa olsun, açılış töreni dokuzda başlayacak.
Tom goes jogging every morning, rain or shine.
- Tom, ne olursa olsun, her sabah koşuya gider.
In any case, catch the train tomorrow.
- Ne olursa olsun, yarın trene yetişin.
In any case, you are wrong in your conjecture.
- Ne olursa olsun, varsayımında hatalısın.