nazikçe

listen to the pronunciation of nazikçe
التركية - الإنجليزية
gently

Tom kissed Mary gently. - Tom Mary'yi nazikçe öptü.

Tom gently nudged Mary. - Tom nazikçe Mary'yi dürttü.

kindly

He kindly answered the question. - O nazikçe soruyu cevapladı.

He kindly drove me to the station. - Beni nazikçe istasyona götürdü.

in style
sweetly
gently, kindly
civilly
politely

Tom politely accepted the drink. - Tom nazikçe içeceği kabul etti.

They declined Tom's invitation as politely as they could. - Tom'un davetini ellerinden geldiğince nazikçe reddettiler.

tenderly
lightly
mannerly
thoughtful
التركية - التركية
Nazik, ince, saygılı (bir biçimde)
nazikçe
المفضلات