Milliyetlerinden bağımsız olarak herkes çok hoş karşılanıyor.
- Everyone is very welcome, independent of their nationality.
Milliyetim Fransız ama Vietnam kökenliyim.
- I have French nationality but Vietnamese origins.
Onlar Güney Afrika uyruklular.
- They are of South African nationality.
Hayatını milleti için verdi.
- He gave his life for the nation.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
- Sovereignty unconditionally belongs to the nation.
Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
- Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
Yüzden fazla ulus antlaşmayı onayladı.
- More than one hundred nations have approved the treaty.
Birçok ülke Kyoto, Japonya'da 1997 yılında antlaşma imzaladı.
- Many nations had signed the treaty in 1997 in Kyoto, Japan.
Ülkenin liderlerinin hiçbir seçeneğim yoktu.
- The nation's leaders had no choice.
Çifte vatandaşlığı seçtim.
- I chose dual nationality.
Milliyetçilik, vatanseverlikle karıştırılmamalıdır.
- Nationalism is not to be confused with patriotism.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
The Roma are a nation without a country.
I'm nation sorry for you. -- Mark Twain.