Panda, Çin'in millî hazinesidir.
- The panda is China's national treasure.
Milliyetim Fransız ama Vietnam kökenliyim.
- I have French nationality but Vietnamese origins.
Ulusal Eğitim Bilgi Merkezi Mesleği bırakan öğretmenler geri döndüklerinden dolayı tahmin edilen bir öğretmen açığının sonuç vermeyeceğini söylüyor.
- The National Center for Education Information says a predicted teacher shortage won't pan out because teachers who left the profession are returning.
O ulusal bir kahraman oldu.
- He became a national hero.
Güney Afrika vatandaşıyım.
- I am a person of South African nationality.
Fransız vatandaşlığım var ama Vietnamlıyım.
- I have the French nationality, but I'm from Vietnam.
Onlar Güney Afrika uyruklular.
- They are of South African nationality.
Hayatını milleti için verdi.
- He gave his life for the nation.
Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.
- The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
- You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
Fransız hükümeti, ulusal bütçeyi vergi mükelleflerinin dengelemesi için meydan okuyan online bir oyunu piyasaya sürdü.
- The French government has launched an online game that challenges taxpayers to balance the national budget.
Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.
- Hunting is banned in national parks.
Milli parklarda avcılık yasaklanmıştır.
- Hunting is prohibited in national parks.
Death Valley Ulusal Parkı, karanlık gökyüzü ile tanınır.
- The Death Valley National Park is known for its dark skies.
Yosemite Ulusal Parkı dünyadaki en güzel yerlerden biridir.
- The Yosemite national park is one of the most beautiful places on Earth.
Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.
- Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
- It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
Fransız vatandaşlığım var ama Vietnamlıyım.
- I have the French nationality, but I'm from Vietnam.
O bir İngiliz vatandaşıydı.
- She was a British national.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
The diplomats were advised not to interact with any foreign nationals except on official duty.
After winning the regional tournament, the team advanced to the nationals.
Import tariffs were raised for the national interest.
The boys in between 18 and 20 are of course doing National Service.
The national speed limit for a car on a highway is 70 mph.
The Roma are a nation without a country.
I'm nation sorry for you. -- Mark Twain.
... he would protect America’s national security. He learned important lessons about restraint ...
... points, and that's not how a commander in chief operates. You don't turn national ...