nasihat

listen to the pronunciation of nasihat
التركية - الإنجليزية
counsel
advice

I tried to give him some advice, but he just abused me violently. - Ben ona biraz nasihat vermeye çalıştım fakat o bana şiddetle kötü davrandı.

You had better act upon his advice. - Onun nasihatına göre davransan iyi olur.

rede
warning
advice, counsel
tip
exhort
exhortation
admonition
correct
nasihat etmek
advise

We wish to advise you of the following price reductions. - Aşağıdaki fiyat indirimleri ile ilgili sana nasihat etmek istiyoruz.

nasihat dinlemek
to take advice
nasihat etmek
to advise, counsel
nasihat etmek
counsel
nasihat etmek
to advise
nasihat etmek
sermonize
nasihat faslı
jaw
nasihat vermek
to advise, give (someone) advice
nasihat yollu
1. (something) said or written by way of advice. 2. (saying or writing something) by way of advice
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) öğüt
Öğüt: "Nasihatleri sonuna kadar dinler ve bitince hiç sesini çıkarmaz."- M. Ş. Esendal
NASİHAT
(Osmanlı Dönemi) İbret verici ders, tavsiye, ihtar, öğüt
nasihat yollu
Öğüde benzer bir biçimde
nasihat
المفضلات