nasılsınız

listen to the pronunciation of nasılsınız
التركية - الإنجليزية
How are you?

Good morning, how are you doing? - Günaydın, nasılsınız?

How are you two doing? - Siz ikiniz nasılsınız?

how are you doing
how do you do

How do you do, Mrs. Jones? - Nasılsınız, Bayan Jones?

nasıl
how

Hello Mimi! How are you? - Merhaba Mimi! Nasılsın?

How did your interview go? - Röportajın nasıl gitti?

nasıl
what

Do you remember what she was like? - Onun nasıl biri olduğunu hatırlıyor musun?

What's New Zealand like? Is it as sparsely populated as Australia? - Yeni Zelanda nasıl bir yerdir? Avustralya kadar seyrek nüfuslu mudur?

nasıl
how much, how: O pırlantayı nasıl istiyor, bir bilsen! If only you knew how much she wants that diamond!
nasıl
what did you say?
nasıl
how is it?
nasıl
what sort
nasıl
however

What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers. - Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.

However we go, we must get there by seven. - Nasıl gidersek gidelim, yediye kadar oraya varmalıyız.

nasıl
how to

He knows how to make a radio. - Nasıl bir radyo yapılacağını bilir.

Few students know how to read Latin. - Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.

nasıl
wherein
nasıl
how, what sort; What did you say?, How is it?, Come again?
nasıl
how of
nasıl
just as ..., so too ...: Türkçeyi nasıl öğrendiysen Arapçayı da öyle öğrenebilirsin. You'll learn Arabic the same way you learned Turkish
nasıl
wherewith
nasıl
How?/How ...?: Nasılsınız? How are you? Oraya nasıl gittin? How did you go there? Kahven nasıl olsun? How do you want your coffee? (e.g. Black?/With sugar?)
nasıl
Just what do you mean? (said threateningly): "Ali okula gitmeyecekmiş." "Nasıl gitmezmiş?" "It seems Ali won't be going to school." "Just what do you mean by that?"
nasıl
pardon

Pardon me, how do I get to Downing Street from here? - Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?

nasıl
eh
nasıl
What sort of ...?: Nasıl bir kumaş o? What sort of cloth is it?
nasıl
huh
nasıl
Did I hear you aright?/Are my ears deceiving me?: "Bu sözlük hiç bitmez." "Nasıl?" "This dictionary will never be completed." "Did I hear you aright?"
nasıl
howsoever
التركية - التركية
Bir kimsenin sağlığını ve durumunu öğrenmek için sorulan nezaket sorusu
Nasıl
nice
Nasıl
ne
nasıl
"Ne gibi, ne türlü" anlamında kullanılır
nasıl
Ne gibi, ne türlü
nasıl
İşin zorunlu olduğunu belirtir
nasıl
Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirtir: "Falih Rıfkı Atay gibi en güzel Türkçeyi yazan bir muhabirin kaleminden bu satırlar nasıl çıktı?"- O. S. Orhon. İşin zorunlu olduğunu belirtir
nasıl
Elbette, kesinlikle. "Ben sana dememiş miydim, gördün mü?" anlamında kullanılır. "Ne dediniz?" veya "iyi mi, beğendiniz mi?" anlamlarında kullanılır
nasıl
Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılır: "Ben dudaklarımın ucuna gelen bir suali nasıl sorduğumu, niçin sorduğumu bilmiyorum."- S. F. Abasıyanık
nasıl
Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılır
nasıl
Elbette, kesinlikle
nasıl
Ne kadar çok
nasıl
Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirtir
nasıl
"Ne dediniz?" veya "iyi mi, beğendiniz mi?" anlamlarında kullanılır
nasıl
"Ben sana dememiş miydim, gördün mü?" anlamında kullanılır
nasılsınız
المفضلات