Bu kaldırım caddenin karşısındakinden daha dar.
- This sidewalk is a lot narrower than the one across the road.
Serviks rahmin daha alt, daha dar parçasıdır.
- The cervix is the lower, narrower part of the uterus.
Serviks rahmin daha alt, daha dar parçasıdır.
- The cervix is the lower, narrower part of the uterus.
Bu kaldırım caddenin karşısındakinden daha dar.
- This sidewalk is a lot narrower than the one across the road.
Benim köyümde, bir dere üzerinde küçük, dar bir yaya köprüsü vardır.
- In my village, there is a small, narrow footbridge over a brook.
Yol arabalar için çok dar.
- The road is too narrow for cars.
Bu geçit daralmaktadır.
- That gap is narrowing.
Onu epeyce daralttığını söyleyebilirim.
- I'd say that narrows it down quite a bit.
Listeyi daraltmanın bir yolunu bulmak zorundayız.
- We have to find a way to narrow down the list.
Tom dar görüşlü, değil mi?
- Tom is narrow-minded, isn't he?
Dar görüşlü olduğumu sanmıyorum.
- I don't think I'm narrow-minded.
a narrow hallway.
The road narrows.