Bu kaldırım caddenin karşısındakinden daha dar.
- This sidewalk is a lot narrower than the one across the road.
Serviks rahmin daha alt, daha dar parçasıdır.
- The cervix is the lower, narrower part of the uterus.
Serviks rahmin daha alt, daha dar parçasıdır.
- The cervix is the lower, narrower part of the uterus.
Bu kaldırım caddenin karşısındakinden daha dar.
- This sidewalk is a lot narrower than the one across the road.
Yol arabalar için çok dar.
- The road is too narrow for cars.
Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.
- The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
Bu geçit daralmaktadır.
- That gap is narrowing.
Onu epeyce daralttığını söyleyebilirim.
- I'd say that narrows it down quite a bit.
Listeyi daraltmanın bir yolunu bulmak zorundayız.
- We have to find a way to narrow down the list.
Tom dar görüşlü görünüyor.
- Tom seems to be narrow-minded.
Dar görüşlü olduğumu sanmıyorum.
- I don't think I'm narrow-minded.
a narrow hallway.
The road narrows.