nakli

listen to the pronunciation of nakli
التركية - الإنجليزية
transplantation
The resettlement of a group of people
A surgical operation in which an organ is moved from a donor to a recipient; an organ transplant
The uprooting of a tree and planting it in a new location
{n} the act of removing, conveyance
The surgical procedure of placing an organ from a donor to the recipient
The process of giving tissues or cells to treat a disease The tissue or cells transplanted may come from the same patient (autologous) or from another person (allogeneic) A hematopoietic stem cell transplant procedure is used to replace dead or diseased stem cells with healthy stem cells capable of rebuilding the body’s blood supply and immune system
Transfer of an organ from one person to another
an operation moving an organ from one organism (the donor) to another (the recipient); "he had a kidney transplant"
Stem cells or bone marrow are used to rescue to patient's blood-forming potential following high dose chemotherapy and/or radiation treatment Transplant is not a treatment, but a method of support to make high dose treatment possible
the transportation of people (as a family or colony) to a new settlement (as after an upheaval of some kind)
replacing a damaged organ with one from a donor
The removal of tissues from a healthy part, and the insertion of them in another place where there is a lesion; as, the transplantation of tissues in autoplasty
Replacing a defective organ with one from a donor
The transfer of cells, tissues, or organs from an area of the body to another of from one organism to another
Stem cells or bone marrow are used to rescue the patient's blood-forming potential following very high dose chemotherapy and/or radiation treatment Transplant is not a treatment, but a method of support to make high dose treatment possible
The act of transplanting, or the state of being transplanted; also, removal
{i} process of transplanting, process of removing from one place and planting or resettling in another, grafting
The placement of a healthy heart from a donor to a patient when the patient's heart can no longer function adequately
nakil
transfer

The transfer student in the other class is a super good looking guy. - Diğer sınıftaki nakil öğrenci süper yakışıklı bir tiptir.

nakil
transport

This street is closed for transports of dangerous goods. - Bu cadde tehlikeli eşya nakilleri için kapalı.

nakli mümkün
(Ticaret) transferable
nakli tür
(Denizbilim) transplanted species
nakli tür
(Denizbilim) transferred species
nakli yekun
carryover
nakli yekun
carry forward
nakli yekun
amount carried forward
nakli yekun
balance brought forward
nakil
{i} move
kan nakli
transfusion

Tom was given a blood transfusion. - Tom'a kan nakli yapıldı.

Tom needs a blood transfusion. - Tom'un bir kan nakline ihtiyacı var.

doku nakli
graft
nakil
mucking
doku nakli
(Tıp) transplant
doku nakli
transplantation
doku nakli
(Kimya) tissue transplantation
ilik nakli
(Tıp) marrow transplant
kalp nakli
(Tıp) cardiac transplant
kemik iliği nakli
(Tıp) bone marrow transplant
nakil
conveyor
nakil
mobilization
nakil
carriage
nakil
(Sigorta) carried forward
nakil
conduit
nakil
(Botanik, Bitkibilim) silene
organ nakli
transplantation of organs
organ nakli
transplant

The surgeon persuaded him to undergo an organ transplant. - Cerrah bir organ nakli geçirmesi için onu ikna etti.

Tom got a transplant. - Tom organ nakli oldu.

nakil
transplantation
nakil
convection
nakil
story
nakil
commentary
nakil
transportation
nakil
conveyance
ilik nakli
Bone marrow transplant
kan nakli
blood transfusion
nakil
conveying
böbrek nakli
kidney transplant
dava nakli
(Kanun) transfer of case
deri nakli
skin-grafting
elektron nakli
(Fizik,Teknik) electron transfer
enerji nakli
energy transport
görüntü nakli
picture transmission
gözaltında tutulan kişinin nakli
(Hukuk) transit of person held in custody (INT)
hasta nakli
(Tıp) patient transfer
kâlp nakli
heart transplant
makine nakli
(İnşaat) low bed
nakil
moving to (another residence)
nakil
something which one accepts on faith as being true, something which one cannot objectively or intellectually prove
nakil
devolution
nakil
transfusion
nakil
med. transplanting
nakil
(Hukuk) transit, transmission
nakil
transference
nakil
telling, recounting (a story)
nakil
transcribing; copying
nakil
transport, transportation, transfer; narration; commentary
nakil
transferring (someone) to a new post
nakil
removal
nakil
transporting, transferring, conveying, or moving (something) from (one place) to (another)
nakil
relation
omurilik nakli
(Tıp) spinal implant
organ nakli
transplantation of an organ
organ nakli
graft
organ nakli cerrahisi
spare part surgery
petrol / gaz nakli
(Hukuk) oil / gas transmission
petrol/gaz nakli
(Politika, Siyaset) oil/gas transmission
ses nakli
sound transmission
taktik hava komuta merkezi; taktik hava kontrol merkezi; tanker uçağı hava nakli
(Askeri) tactical air command center (USMC); tactical air control center (USN); tanker airlift control center
telif hakkının nakli
(Kanun) transfer of copyright
tortu nakli
sediment transport
tortu nakli
transfering of sediment
zarar nakli
(Ticaret) loss carry-over
zarar nakli
(Ticaret) transfer of losses
ısı nakli
heat transfer
التركية - التركية
Taşıma ile ilgili olan
Nakle dayanan, anlatılan, söylenen (gerçek)
NAKLÎ
(Osmanlı Dönemi) Akla değil de nakle dayanan, yani söylenen hakikat
NAKLÎ
(Osmanlı Dönemi) Nakliye ile, taşıma ile ilgili
NAKLÎ DELİL
(Osmanlı Dönemi) Şer'î hükümler için naklî delil esastır. Yalnız akıl ile din namına hüküm getirilmez ve böyle bir hükmün dinle alâkası olmaz. Dinî meselelerde aklın ve ilmin vazifesi; dinî hükümlerdeki hikmetleri ve hakkaniyet delillerini görüp izhar etmektir. Kur'anın bazı âyetlerinde yapılan akla havaleler ve Kur'andan herkesin istifade etmesine ait hususlar ise: Tefekkür, faziletler ve havf ü rica ve bilhassa, ahkâm-ı diniyenin hikmetlerini ve hakkaniyet delillerini görmek gibi ibret derslerine ait olup, ahkâm-ı şer'iy
nakli mazi
Belirsiz geçmiş
NAKİL
(Osmanlı Dönemi) Yol, tarik
NAKİL
(Hukuk) Nakleden, anlatan,hikaye eden
NAKİL
(Osmanlı Dönemi) Bir yürüme çeşidi
kan nakli
Kan aktarımı
nakil
Gıvışkan otuna benzeyen, kırmızı çiçekli ve kısa boylu otsu bitki
nakil
Anlatma, söyleme, hikâye etme
nakil
Güney Anadolu'da yabani olarak bulunan ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kırmızı çiçekli otsu bir bitki
nakil
Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım: "Boğaziçi hayatında suların ve üstündeki nakil vasıtaları olan kayık, sandal, yelkenli ve vapurların büyük ehemmiyeti vardı."- A. Ş. Hisar
nakil
Aktarma
nakil
Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme
nakil
Güney Anadolu'da yabani olarak yetişen, kırmızı çiçekli otsu bir bitki
nakil
Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
nakil
Göç, taşınma: "İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı."- S. M. Alus
nakil
Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
organ nakli
İşlevini yitirmiş bir organın yerine sağlam bir organı koyma, organ aktarımı, transplantasyon
nakli
المفضلات