nachhaltig

listen to the pronunciation of nachhaltig
ألمانية - التركية
sürekli
{'na: hhaltih} sürekli; etkisini uzun zaman sürdüren
etkili, kalıcı, etkisi süren
الإنجليزية - التركية

تعريف nachhaltig في الإنجليزية التركية القاموس.

deeply
içten

Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım. - I deeply appreciate your advice and kindness.

Birbirinizi içten seviyor musunuz? - Do you love each other deeply?

for a long time
hanidir
for a long time
uzun süreden beri
for a long time
uzun bir zaman
for a long time
çok uzun zamandır
deeply
derinden

O anne ve babasına derinden bağlıdır. - She is deeply attached to her parents.

Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi. - His speech deeply affected the audience.

for a long time
uzun zamandan beri
lasting
tükenmeyen
lasting
Sürekli devam eden
deeply
derin derin

Tom Mary'nin gözlerine derin derin baktı. - Tom gazed deeply into Mary's eyes.

Sadece bizim aramıza, o çok derin derin düşünmez. - Just between us, he doesn't think very deeply.

deeply
çok

Senin için çok üzülüyorum. - I feel for you deeply.

Tom bu haberden çok rahatsız oldu. - Tom was deeply disturbed by this news.

deeply
[adv] derinlere doğru
deeply
son derece

Kazaya sebep olduğuma son derece pişmanım. - I deeply regret having caused the accident.

Tom son derece borçlu olduğunu kimsenin bilmesini istemiyordu. - Tom didn't want anyone to know that he was deeply in debt.

for a long time
uzun zamandır

Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi? - You have wanted to go there for a long time, haven't you?

Uzun zamandır burada yaşıyorum. - I've been living here for a long time.

for a long time
epeydir

Bunu epeydir yapmak istiyordum. - I've been wanting to do that for a long time.

for a long time
çoktan

Bunu çoktandır yapmak istiyorum. - I've been wanting to do that for a long time.