nachfrist

listen to the pronunciation of nachfrist
ألمانية - التركية
uzatma
ekeme
الإنجليزية - التركية

تعريف nachfrist في الإنجليزية التركية القاموس.

grace
zarafet

Zarafeti olmayan güzellik kokusu olmayan bir gül gibidir. - Beauty without grace is like a rose without a scent.

Partideki herkes onun zarafetiyle büyülendi. - Everybody at the party was charmed by her grace.

grace
lütuf

O yemeden önce lütuf dedi. - He said grace before eating.

grace
{i} zarafet, letafet, incelik
grace
şükran duası
grace
şeref vermek
grace
bezemek
grace
güzellik

Zarafeti olmayan güzellik kokusu olmayan bir gül gibidir. - Beauty without grace is like a rose without a scent.

grace
süre
grace
teşrif etmek
grace
{i} zerafet

Lola zerafetle dans etti. - Lola danced with grace.

Onun bile özür dileme zerafeti yok. - He did not even have the grace to apologize.

grace
{f} süsle
grace
Hristiyanlık (yemekten önce veya sonra söylenen) şükran duası
grace
şereflendirmek, onurlandırmak
grace
ertelenme süresi: "İ'll give you a week's grace. - Sana bir haftalık mühlet vereceğim."
grace
{i} ertelenme süresi: I'll
grace
{i} (Allaha özgü) inayet
grace
{i} (Hristiyanlık) (yemekten önce/sonra söylenen) şükran duası
ألمانية - الإنجليزية
period of grace
grace period
grace
additional respite
additional period
Nachfrist (für Immatrikulation)
extension of the registration period
Nachfrist (für Immatrikulation)
extension of the time limit for registration
jdm. schriftlich eine Nachfrist von 14 Tagen setzen (für etwas / um etwas zu tun
to grant/give somebody a grace period of 14 days in writing (for something / to do something)