Bu kadar toy olduğuna şaşırdım.
- I'm surprised that you're so naive.
O inanılmaz derecede toy.
- She's unbelievably naive.
Sami, Leyla'nın tüm sorularını safça cevapladı.
- Sami naively answered all of Layla's questions.
Sami, Leyla'nın bütün sorularını saf saf yanıtladı.
- Sami naively answered all of Layla's questions.
Bence saflık ediyorsun.
- I think you're being naive.
Ona inanmak sizin saflığınızdandır.
- It's naive of you to believe that.
O, genç naif ve tecrübesiz.
- She's young, naive and inexperienced.
Onun naif göründüğünü biliyorum.
- I know that sounds naive.
Ben saf değilim, sadece iyimserim.
- I'm not naive, I'm just an optimist.
Users should not naïvely assume that learning to pronounce an East Asian language is all about learning to pronounce the individual ideographs.
Surely you're not naive enough to believe adverts!.