Fadıl şok ve inançsızlık içindeydi.
- Fadil was in shock and disbelief.
Yüzümde güvensizlik ifadesi vardı.
- I had an expression of disbelief on my face.
Tom ve Mary birbirine güvensizlikle baktı.
- Tom and Mary stared at each other in disbelief.
Tom kuşku içinde Mary'ye baktı.
- Tom looked at Mary in disbelief.
Tom kuşku içinde baktı.
- Tom stared in disbelief.
Küçük kasaba şüphe içinde idi.
- The small town was in disbelief.