Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
- From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
Schopenhauer mimariyi donmuş müzik olarak tanımladı.
- Schopenhauer defined architecture as frozen music.
Dizilişi değiştirdim.
- I modified the formation.
Ben genetiği değiştirilmiş bir organizmayım.
- I'm a genetically modified organism.
GloFish genetik olarak değiştirilmiş akvaryum balığıdır.
- GloFish are genetically modified aquarium fish.
Genetiği değiştirilmiş gıda yemekten kaçınmak neredeyse imkansız.
- It's almost impossible to avoid eating genetically modified food.