We'd be absolutely thrilled if that happened.
- O olsaydı mutlaka heyecanlanırdık.
I suggest you to go absolutely on a trip to Ferrara and Ravenna.
- Mutlaka Ferrara ve Ravenna'ya bir gezi yapmanı öneririm.
This answer may not necessarily be wrong.
- Bu cevap mutlaka yanlış olmayabilir.
You do not necessarily have to go there yourself.
- Oraya mutlaka kendin gitmek zorunda değilsin.
I will call you without fail.
- Seni mutlaka arayacağım.
I will come tomorrow without fail.
- Yarın mutlaka geleceğim.
I will visit you tomorrow without fail.
- Seni yarın mutlaka ziyaret edeceğim.
I will come tomorrow without fail.
- Yarın mutlaka geleceğim.
Be sure to mail this letter.
- Bu mektubu mutlaka postala.
Be sure to come here by five.
- Saat beşe kadar mutlaka burada olun.
With a good trainer, the swimmer is bound to win.
- İyi bir antrenörle, yüzücü mutlaka kazanır.
You really should eat before you leave.
- Çıkmadan mutlaka karnını doyurmalısın.
The roof is really in need of repair.
- Çatı mutlaka tamir edilmeli.