Ona cinayet silahını satman onun karısın öldürmek için seni suç ortağı yapar.
- Having sold him the murder weapon makes you an accessory to uxoricide.
O, onun eşini öldürmekle suçlandığı için mahkemeye gitti.
- He went on trial charged with murdering her wife.
Leyla cinayet işlemek için komplo kurmakla suçlanıyordu.
- Layla was charged with conspiracy to commit murder.
Dan bir cinayet işlemekle suçlandı.
- Dan was accused of committing a murder.
O cinayetten suçluydu.
- He was guilty of murder.
O cinayetten tutuklandı.
- He was arrested for murder.
Öldürmenin dışında bir şey yapacaktır.
- He will do anything but murder.
Tom Mary'yi öldürmeye çalıştı.
- Tom tried to murder Mary.
Fadıl'ın, kanlı planını uygulamasını hiçbir şey durduramaz.
- Nothing can stop Fadil from executing his murderous plan.
Katil şimdi yargılanıyor.
- The murderer is now on trial.
Polisler katili yakaladı.
- The police have caught the murderer.
Öldürmenin dışında bir şey yapacaktır.
- He will do anything but murder.
Adamın öldürüldüğüne dair bir olasılık var.
- There's a possibility that the man was murdered.
Sami cinayetten hüküm giydi ve ölüm cezasına çarptırıldı.
- Sami was convicted of murder and sentenced to death.
Cinayet ölümle cezalandırılır.
- Murder is punished by death.
He's torn my best shirt. When I see him, I'll murder him!.
This headache is murder.
The defendant was charged with murder.
There have been ten unsolved murders this year alone.
I could murder a hamburger right now.