Dört kere beş 20'dir.
- Four times five is 20.
Beş kere beş yirmi beştir.
- Five times five is twenty-five.
Tom defalarca Boston'da bulundu.
- Tom has been to Boston many times.
Tom defalarca Boston'da bulundu.
- Tom has been to Boston a number of times.
Otobüs her gün kaç kez çalışır?
- How many times does the bus run each day?
O otobüs günde kaç kez çalışır?
- How many times a day does that bus run?
O benimkinin on katı fazla ingilizce kelime biliyor.
- She knows ten times as many English words as I do.
Avustralya, Japonya'dan yaklaşık yirmi kat daha büyüktür.
- Australia is about twenty times larger than Japan.
O metotlarında zamanın gerisindedir.
- He's behind the times in his methods.
O zamanlar hiç radyo yoktu.
- There were no radios in those times.
Güzel günlerimiz oldu.
- We did have some good times.
Eski günlerdeki gibi sohbet etmek iyiydi. Bir ara yine konuşalım.
- It was good chatting like old times. Let's talk again some time.
Bunu birkaç kez denedim.
- I tried that a couple of times.
Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu.
- He tried several times, but failed.
Beş çarpı iki ona eşittir.
- Five times two equals ten.
Dört çarpı beş yirmidir.
- Four times five is twenty.
Devir kötü. Güçlü olmaya çalış!
- Times are tough. Try to be strong!
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
- That castle was built in ancient times.
Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.
- The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.