Katırın beni tekmelediği yerde hâlâ çürüklerim var.
- I still have bruises where the mule kicked me.
Yulaf uzun zaman atlara ve katırlara yiyecek olmuştur.
- Oats have long been food for horses and mules.
Daha fazla traktörler daha az at ve katır anlamına geliyordu.
- More tractors meant fewer horses and mules.
Traktörler atların ve katırların yerini aldı.
- Tractors replaced horses and mules.
O bir katır kadar inatçı.
- He's as stubborn as a mule.
Bir katır kadar inatçısın! Bu sefer onun haklı olduğunu kabul et.
- You are as stubborn as a mule! For once, accept that she is right.