There is probably an easy solution to the problem.
- Muhtemelen sorunun kolay bir çözümü vardır.
His opinion will probably be accepted.
- Onun fikri muhtemelen kabul edilecek.
Perhaps Tom is sleeping.
- Tom muhtemelen uyuyor.
Who told him? Not you, perhaps?
- Ona kim söyledi? Sen değil, muhtemelen?
The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
- Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
Tom is likely to arrive before 2:30.
- Tom muhtemelen 2.30'dan önce varacaktır.
Tom is likely to arrive before 2:30.
- Tom muhtemelen 2.30'dan önce varacaktır.
Which team is likely to win?
- Muhtemelen hangi takım kazanacaktır?
Presumably, Tom repaired the computer.
- Muhtemelen, bilgisayarı Tom tamir etti.
Presumably, Mary watered the flowers while we were away.
- Muhtemelen biz uzaktayken Mary çiçekleri suladı.
Tom said Mary was likely to be suspicious.
- Tom Mary'nin muhtemelen şüpheli olacağını söyledi.
Tom will likely be suspicious.
- Tom muhtemelen şüpheli olacak.