muhteşem

listen to the pronunciation of muhteşem
التركية - الإنجليزية
magnificent

Tom looks magnificent. - Tom muhteşem görünüyor.

The Altamira cave is famous for its magnificent Paleolithic paintings. - Altamira Mağarası muhteşem Paleolitik resimleriyle ünlüdür.

splendid

She was wearing a splendid outfit. - Muhteşem bir kıyafet giyiyordu.

The player made a splendid comeback. - Oyuncu muhteşem bir dönüş yaptı.

spectacular

I want to show you a spectacular view. - Sana muhteşem bir manzara göstermek istiyorum.

These fireworks are spectacular! - Bu havai fişekler muhteşem.

gorgeous

He's drop-dead gorgeous. - O göz alıcı muhteşem.

You're looking gorgeous. - Muhteşem görünüyorsun.

noble
superb

This is a superb idea. - Bu muhteşem bir fikir.

His taste in music is superb. - Onun müzik zevki muhteşemdir.

stupendous

It is a stupendous project. - Bu muhteşem bir proje.

glorious

We had a glorious time. - Biz muhteşem bir zaman geçirdik.

This is certainly a glorious day. - Gerçekten muhteşem bir gün.

(isim) Splendid, magnificient
magnifical
august
Olympian
imperial

Some Whites seek more imperial solutions. - Bazı Beyazlar daha muhteşem çözümler aramaktadır.

solemn
majestic
lordly
grand
magnificent, splendid, grand; imposing
stately
royal
corking
regal
resplendent
magnificent, splendid, majestic, grand, great, glorious
slashing
magnific

This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages. - Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.

You've done a magnificent job. - Muhteşem bir iş yaptın.

sublime
spellbinding
great

Maternal love is the greatest thing. - Anne sevgisi en muhteşem şeydir.

I think this tie will go great with that shirt. - Bu kravatın o gömlekle muhteşem uyacağını düşünüyorum.

pompous
powerful
sumptuous
grandiose
proud
kingly
superbly

Tom explained the situation superbly. - Tom durumu muhteşem şekilde açıkladı.

a gorgeous
palmy
bright
refulgent
costly
palatial
muhteşem şey
imperial
büyük ve muhteşem yapı
pile
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Etraflı ve taraftarlarının çokluğu ile büyük
(Osmanlı Dönemi) Büyük, debdebeli, tantanalı
(Osmanlı Dönemi) ihtişamlı, gösterişli, göz alıcı
Görkemli, gösterişli, büyük ve göz alıcı
Büyük
Görkemli: "Ne büyümüş, ne koca göbekli muhteşem bir mahluk olmuştu."- S. F. Abasıyanık
muhteşem
المفضلات