muhatap

listen to the pronunciation of muhatap
التركية - الإنجليزية
(Hukuk) interlocutor
payer
(Ticaret) accepter
(Kanun) answerer
one spoken to
one spoken to; drawee
person addressed, person spoken to, collocutor
collocutor
(Konuşma Dili), used to show scorn: O benim muhatabım olamaz. I won't give him the time of day./I won't stoop to speak with him
drawee
muhatap olmak
to have (a question/remark) directed to oneself
muhatap olmak
to be the object of, receive (something unpleasant)
muhatap olmak
1. to have (a question, a remark) directed to oneself. 2. to be the object of, receive (something unpleasant)
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) hitap edilen, kendisine karşı konuşulan
Kendisine söz söylenilen kimse, kendisiyle konuşulan kimse
muhatap olmak
Kendisine söz söylenmek, hitap edilmek
muhatap olmak
Karşısında kalmak
muhataplar
(Osmanlı Dönemi) muhatabin
muhatap
المفضلات