Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.
- Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.
Surely you told somebody.
- Muhakkak birine söyledin.
You're not the first person to tell me that, and surely you're not the last.
- Sen bunu bana anlatan ilk kişi değilsin, muhakkak son kişide değilsin.
Surely you told somebody.
- Muhakkak birine söyledin.
The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.
- Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.
You don't necessarily have to go to the airport to reconfirm your plane reservation.
- Uçak rezervasyonunu teyit etmek için muhakkak havaalanına gitmek zorunda değilsin.