Guards could hear everything they said.
- Muhafızlar onların söylediği her şeyi duydular.
There were armed guards everywhere.
- Her yerde silahlı muhafızlar vardı.
The president inspected the guard of honour.
He ran for his life at the sight of the border guard.
- O, sınır muhafızını görünce can havliyle kaçtı.
I've decided to join the National Guard.
- Ulusal Muhafızlara katılmaya karar verdim.