I had an interesting conversation with my neighbor.
- Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
Let's go have a chat with Tom.
- Tom'la muhabbet etmeye gidelim.
Let's sit around the stove and have a chat.
- Hadi, sobanın etrafında oturalım ve muhabbet edelim.
Did you think I came here just to pass the time of day?
- Sadece muhabbet etmek için mi buraya geldiğimi düşündün?
I am a lucky budgie, aren't I?
- Ben şanslı bir muhabbet kuşuyum, değil mi?
I have two parakeets at home.
- Evde iki muhabbet kuşum var.
Look at those two lovebirds.
- Şu iki muhabbet kuşuna bakın.
They're like two lovebirds.
- Onlar iki muhabbet kuşu gibi.