التركية - الإنجليزية
تعريف muameleci في التركية الإنجليزية القاموس.
- muamele
- treatment
I'm not expecting special treatment.
-Özel muamele beklemiyorum.
If I make an exception for you, everyone will expect the same treatment.
-Sana bir istisna yapsam, aynı muameleyi herkes bekleyecektir.
- muamele
- {i} deal
Tom definitely got a raw deal.
-Tom'a kesinlikle haksız muamele gördü.
- muamele
- transaction
- muamele
- {i} treating
- muamele
- (Ticaret) process
- muamele
- {i} proceeding
- muamele
- business
- muamele
- proceedings
- muamele
- dealing
- muamele
- handling
- muamele
- (Ticaret) conditions
- muamele
- (Hukuk) treatment, proceeding
- muamele
- usage
- muamele
- the processing (of a petition or application)
- muamele
- doing business with, trading, buying and selling
- muamele
- (Konuşma Dili) sexual intercourse
- muamele
- turn
- muamele
- doings
- muamele
- treatment, conduct, behavior
- muamele
- treatment, conduct, dealing; formality, procedure; reaction
- muamele
- procedure
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف muameleci في التركية التركية القاموس.
- MUAMELE
- (Osmanlı Dönemi) Resmi dairelerde yapılan herhangi bir i
- MUAMELE
- (Osmanlı Dönemi) (C.: Muâmelât) Hatt-ı hareket. Davranma, davranış. Birbiri ile iş görme, amel etme. Alış veriş
- muamele
- Alışveriş
- muamele
- Yol, yöntem, iz
- muamele
- Yol, yöntem. İşlem: "Onlar gündelik muamelelere başlayınca da benim ağzım açık kaldı."- R. N. Güntekin
- muamele
- İşlem
- muamele
- Davranma, davranış
- muâmele
- (Osmanlı Dönemi) davranış, işlem, birbiri ile iş görme, amel etme, alış veriş