Onun dalgalı kahverengi saçları ve koyu renk gözleri var.
- He has wavy brown hair and dark eyes.
Tom'un dalgalı kahverengi saçı var.
- Tom has wavy brown hair.
Bu caddede aşağı yukarı yürüyerek saatler harcadım.
- I spent hours walking up and down on this street.
O, tepelerde aşağı yukarı yürürken nefes nefese idi.
- She was out of breath from walking up and down hills.
Onlar yukarı aşağı zıpladı.
- They bounced up and down.
O, başını yukarı aşağı salladı.
- He shook his head up and down.