moving aimlessly from place to place; winding, twisting; loitering

listen to the pronunciation of moving aimlessly from place to place; winding, twisting; loitering
الإنجليزية - التركية

تعريف moving aimlessly from place to place; winding, twisting; loitering في الإنجليزية التركية القاموس.

wandering
gezerek
wandering
cevelan
wandering
afaki
wandering
{i} gezgin
wandering
{f} gez

Tom'un alışveriş merkezinde tek başına gezinmesini istemiyorum. - I don't want Tom wandering around the mall by himself.

Hangi yola gitmem gerektiğini fark etmeden önce gezinerek bir saat harcadım. - I spent an hour wandering before I realised which way I needed to go.

wandering
dolaşan
wandering
wander uzaklaş/dolaş
wandering
{s} başıboş dolaşan
wandering
{s} serseri
wandering
(sıfat) amaçsızca dolaşan, avare, başıboş dolaşan, dalgın, göçebe, serseri, sayıklayan, sürüngen (bitki)
wandering
{s} dalgın
wandering
{i} daldan dala konma
wandering
(isim) gezginlik, gezinme, amaçsızca dolaşma, daldan dala konma, dalgınlık, sayıklama
wandering
{i} dalgınlık
wandering
{s} göçebe
wandering
{i} gezginlik
wandering
{s} başıboş dolaşan/gezen
wandering
{i} gezinme

Tom'un alışveriş merkezinde tek başına gezinmesini istemiyorum. - I don't want Tom wandering around the mall by himself.

wandering
{s} sürüngen (bitki)
wandering
gezginci
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} wandering
moving aimlessly from place to place; winding, twisting; loitering
المفضلات