Mary başıyla hafif bir hareket yaptı.
- Mary made a slight motion with her head.
Gezegenimiz, Dünya, her zaman hareket halindedir.
- Our planet, Earth, is always in motion.
Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
- The councilor tabled a number of controversial motions.
Önerge oy birliği ile kabul edildi.
- The motion was approved unanimously.
Kenara çekilmem için polis bana işaret etti.
- The patrolman motioned me to pull over.
Tom Mary'nin girmesi için el ile işaret etti.
- Tom motioned for Mary to enter.
Tom sınıfta bir parti olması için teklifte bulundu.
- Tom made a motion that the class should have a party.
He motioned for me to come closer.
The motion to amend is now open for discussion.