Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.
- My father bought some CDs for my birthday.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
- You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
Annem, bir meyve mağazasından biraz elma aldı.
- My mother bought some apples at a fruit store.
Biraz kahve ister misin?
- Would you like some coffee?
Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?
- Did you know that some foxes lived on this mountain?
Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
- Some doctors say something to please their patients.
Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti.
- Some went on foot, and others by bicycle.
O, çok iyi olduğum bir şey değil.
- It's not something I'm very good at.
Tom bazı çok iyi sorular sordu.
- Tom asked some very good questions.
Bu sabah hava bir parça soğuk geliyor.
- The air feels somewhat cold this morning.
Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.
- Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.
Yaklaşık 1:58'lik o akordun ne olduğunu tam anlayamıyorum. Birisi bana yardım edebilir mi?
- I can't quite figure out what that chord around 1:58 is. Can somebody help me out?
O hayır kuruluşuna yaklaşık iki milyar yen bağışta bulunan birinin adı verildi.
- That charity is named after someone who contributed about two billion yen.
Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı.
- Sami kidnapped something like a hundred women.
Yasal harcamalar, aşağı yukarı, ona 9.000 sterline mal oldu.
- The legal costs set him back something in the order of £9,000.
Bazen acayip bir adam olabiliyor.
- Sometimes he can be a strange guy.
Bu evle ilgili acayip bir şey var.
- There's something strange about this house.
Mikroskop altında, bazı virüsler oldukça güzel görünür.
- Under a microscope, some viruses appear quite beautiful.
Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
- It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
İngiliz önerisinin bazı bölümleri kabul edilemez görünüyor.
- Some parts of the British proposal seem unacceptable.