moderate bounds, limits of truth; moderation; due limits; used with within

listen to the pronunciation of moderate bounds, limits of truth; moderation; due limits; used with within
الإنجليزية - التركية

تعريف moderate bounds, limits of truth; moderation; due limits; used with within في الإنجليزية التركية القاموس.

compass
pusula

Dinsiz bir toplum, pusulasız bir gemi gibidir. - A society without religion is like a ship without a compass.

Benim bir yön duyum yok bu yüzden her zaman bir pusula ile seyahat ederim. - I have no sense of direction so I always travel with a compass.

compass
{i} kapsam
compass
{i} çevre
compass
{f} kapsamak
compass
kuşatma
compass
manyetik pusula
compass
çevrelemek
compass
(Muzik) ses genişliği
compass
idrak etmek
compass
pergel

Pergelle bir daire çizdim. - I drew a circle with compasses.

compass
(Askeri) PUSULA: Yön tayinine yarayan alet. Bir manyetik pusulanın daima mıknatısı kuzey kutbunu gösteren manyetik bir ibaresi vardır
compass
rüzgargülü
compass
{i} kuşatmak
compass
{i} sınır
compass
(fiil) erişmek, başarmak, anlamak; gizli plan kurmak; kuşatmak, sarmak, kapsamak
compass
sağlamayı başar
compass
{f} sarmak
compass
(isim) pusula; çevre, alan, kapsam; menzil, erim, sınır; kavramak, kuşatmak
compass
{f} erişmek
الإنجليزية - الإنجليزية
compass
moderate bounds, limits of truth; moderation; due limits; used with within

    الواصلة

    mod·er·ate bounds, limits of truth; moderation; due limits; used with with·in

    النطق

المفضلات