mittagszeit

listen to the pronunciation of mittagszeit
الإنجليزية - التركية

تعريف mittagszeit في الإنجليزية التركية القاموس.

lunchtime
öğle

Öğle yemeği saatine kadar burada olması gerekiyor. - She's supposed to be back by lunchtime.

Biz öğle yemeği saatine kadar Chicago'ya varmalıyız. - We should get to Chicago by lunchtime.

lunch break
öğle arası
lunchtime
öğlen vakti
lunchtime
yemek vakti
noonday
öğleyin
lunchtime
öğlen vakti, yemek vakti
noon time
öğle zamanı
noonday
öğle vakti
lunch break
öğle tatili
noonday
öğle
noonday
(isim) öğle vakti
ألمانية - الإنجليزية
lunchhour
lunchtime
noonday
lunch break
noon time
um die Mittagszeit
at midday
um die Mittagszeit
at lunchtime
um die Mittagszeit (herum)
around midday