Ben berbat şekilde başarısız oldum.
- I have failed miserably.
O, ondan dolayı çok sefil bir halde yaşadı.
- It was because of her that he lived so miserably.
Tom sefil bir halde başarısız oldu.
- Tom failed miserably.
Planlarım berbat bir şekilde başarısız oldu.
- My plans failed miserably.
Biz berbat bir şekilde başarısız olduk.
- We have failed miserably.
Tom duvarın dibine yığıldı, bitmiş ve zavallı olarak.
- Tom slumped against the wall, exhausted and miserable.
Zavallı bir durumdayız.
- We're in a miserable situation.
Ben sefil ve mutsuzdum.
- I was miserable and unhappy.
O yıllarca sefil bir hayat sürdürmek zorunda kaldı.
- He had to lead a miserable life for many years.
Tom perişan görünüyor.
- Tom seems to be miserable.
Ekonomi perişan durumdaydı.
- The economy was in miserable condition.
Sana ne oldu? Berbat görünüyorsun.
- What happened to you? You look miserable.
Tom parktaki bankta oturuyor, berbat görünüyor.
- Tom is sitting on a park bench, looking miserable.
Onun zengin olduğu doğru ama bir cimridir.
- It is true he is rich, but he is a miser.
Bir cimri tedbirli olduğu için değil fakat açgözlü olduğu için para biriktirir.
- A miser hoards money not because he is prudent but because he is greedy.
Deney çok kötü bir başarısızlıkla sonuçlandı.
- The experiment resulted in a miserable failure.
Hava dün çok kötüydü.
- The weather was miserable yesterday.
O zengin ama çok mutsuz.
- She's rich but miserable.
Tom mutsuz görünüyordu.
- Tom looked miserable.
Tom mutsuz olduğunu söyledi.
- Tom said that he was miserable.
Deney çok kötü bir başarısızlıkla sonuçlandı.
- The experiment resulted in a miserable failure.
Hava dün çok kötüydü.
- The weather was miserable yesterday.
Yaşlanınca pinti parayla cömert olmayı öğrendi.
- Late in life the miser learned to be generous with money.
Zenginler çoğu kez pintidirler.
- The rich are often misers.
Ebenezer Scrooge was a stereotypical miser, he spent nothing he could save; neither giving to charity nor enjoying his wealth.
He's O.K. at some sports, like tennis, but he's just miserable at football.
The secret of being miserable is to have the leisure to bother about whether you are happy or not. The cure is occupation.