mirasçılar

listen to the pronunciation of mirasçılar
التركية - الإنجليزية
heırs
mirasçı
{i} heir

The rich merchant adopted the boy and made him his heir. - Zengin tüccar çocuğu evlatlık aldı ve onu mirasçısı yaptı.

Tom died without an heir. - Tom bir mirasçısı olmadan öldü.

mirasçı
inheritor

Being an only child, he was the sole inheritor. - O, tek çocuk olduğu için, tek mirasçıydı.

mirasçı
(Latin) heres
mirasçı
(Kanun,Teknik) successor
mirasçı
devise
mirasçı
beneficiary
mirasçı
coheir
mirasçı
heir, inheritor, beneficiary
mirasçı
heritor
mirasçı
devisee
mirasçı
heir, inheritor, recipient, legatee
mirasçı
remainderman
mirasçı
distributee
mirasçı
(kadın) heiress
mirasçı
heirer
التركية - التركية
(Hukuk) VERESE
Mirasçı
(Hukuk) VARİS
mirasçı
Kendisine miras kalan, varis
mirasçı
Başkasının iyi veya kötü yönlerini aynı şekilde ortaya koyan
mirasçı
Başkasının iyi veya kötü yönlerini aynı biçimde ortaya koyan: "Anasının kıskançlığına mirasçı olan çelimsiz solgun çocuk da yaşamayacağa benziyordu."- H. R. Gürpınar
mirasçı
Kendisine miras kalan, vâris: "Aradım buldum tarlanın mirasçısını, adamı Ödemiş'ten aldım geldim."- N. Cumalı
mirasçılar
المفضلات