Dinle bak, çocuklar büyüklerine itaat etmelidir.
- Children should obey their elders, mind you.
Sakıncası yoksa ofisime nasıl girdiğini bana söyler misin?
- Would you mind telling me how you got into my office?
Affedersiniz, sakıncası yoksa bunu yineleyebilir misiniz?
- Excuse me, would you mind repeating that?
Sigara içmemin sakıncası var mı?
- Do you mind my smoking?
Sigara içmemin sakıncası var mı?
- Do you mind if I smoke?
Birkaç soru sormamın sizce bir sakıncası var mı?
- Do you mind if I ask a few questions?
Sizinle oturmamın sizce bir sakıncası var mı?
- Would you mind if I sit with you?
Sigara içmemin sizce bir sakıncası var mı?
- Would you mind if I smoked?
Size katılmamın bir sakıncası var mı?
- Would you mind if I join you?
Sütün kalanını içmemin bir sakıncası var mı?
- Would you mind if I drank the rest of the milk?
Mind you, I'm not prejudiced, but I didn't like the looks of him.
Mind you take good care of her, sir,” said John, appealing from this insensible person to his son and heir, who now appeared, fully equipped and ready.