Satıcı kıyma makinesinin nasıl kullanılacağını gösterdi.
- The salesman demonstrated how to use the mincer.
Çok fazla toprak kaybediyoruz.
- We're losing too much ground.
Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.
- The treaty did not ban nuclear tests under the ground.
Bir taşa takıldım ve yere düştüm.
- I tripped over a stone and fell to the ground.
Bir depremde, yer yukarı ve aşağı ya da geriye ve ileriye sallanabilir.
- In an earthquake, the ground can shake up and down, or back and forth.
O, spor sahasını geçti.
- He crossed the sports ground.
Enerjini harcıyorsun. Şikayetin temelsiz.
- You're wasting your energy. Your complaint is groundless.
İtfaiye aracı gelmeden önce ev temele kadar yandı.
- The house burned to the ground before the fire truck arrived.
Satıcı kıyma makinesinin nasıl kullanılacağını gösterdi.
- The salesman demonstrated how to use the mincer.
Bilgisayarım doğru şekilde topraklanmış bir prize bağlı.
- My computer is connected to a properly grounded outlet.
I'll turn two mincing steps into a manly stride. — Shakespeare.
During Christmas time my dad loves to eat mince pies.