midye

listen to the pronunciation of midye
التركية - الإنجليزية
mussel

Do you prefer mussels or oysters? - Midyeyi mi yoksa istiridyeyi mi tercih edersiniz?

He opened the mussels with a knife. - O, midyeleri bir bıçakla açtı.

(Tabiat Doğa) (yumuşakçalar, naime) mussel, shell
{i} clam

Clams, mussels and oysters have shells. - Deniz tarağı, midye ve istiridyelerin kabukları vardır.

cockle
mussels

Clams, mussels and oysters have shells. - Deniz tarağı, midye ve istiridyelerin kabukları vardır.

There are both freshwater and saltwater mussels. - Hem tatlı hem de tuzlu su midyesi var.

pinnothere
midye dolması
(Gıda) stuffed mussels
midye dolma
stuffed mussels
midye dolması stuffed mussel
(a food)
midye kabuğu
cockleshell
midye pilakisi
(Gıda) mussels in olive oil
midye pişirip yeme eğlencesi
clambake
midye salatası
(Gıda) salad of mussels
midye tava
fried mussels
midye tavası/tava
deep-fried mussel
midye vb kabuk
cockleshell
midye zehirlenmesi
kussel poisoning
midye çorbası
(Gıda) mussel soup
midye çorbası
(Gıda) mussel egg and olive oil soup
midye çıkarmak
slang to cogitate, chew something over
bir tür midye
cockle
kabuk (midye)
shell
çift kabuklu midye
(Tabiat Doğa) (yumuşakçalar, naime) bivalve
التركية - التركية
Yassı solungaçlı, yumuşakçalardan, kabukları birbirine eşit, denizlerin kayalık yerlerinde kümeler durumunda yaşayan eti yenir bir hayvan (Mytilus)
midye
المفضلات