تعريف mi̇llet في التركية الإنجليزية القاموس.
- millet
- people
The Chinese are a friendly people.
- Çinliler cana yakın bir millettir.
The English are a practical people.
- İngilizler becerikli bir millettirler.
- millet
- nation
He gave his life for the nation.
- Hayatını milleti için verdi.
The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.
- Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.
- millet meclisi
- national assembly
- millet
- country
The country appealed to the United Nation for help.
- Ülke yardım için Birleşmiş Milletler'e başvurdu.
I am a Turk and I love my country.
- Türk'üm milletimi ve ülkemi seviyorum.
- millet
- society
Are nations the last stage of evolution in human society?
- Milletler insan toplumunda son evrim aşaması mı?
- millet
- amalgamate
- millet
- everybody
Thank you very much, everybody.
- Çok teşekkür ederim, millet.
Hey everybody, listen up!
- Hey millet, kulak verin!
- millet
- hist. millet, the adherents of a particular religious creed, denomination, or sect (within the Ottoman Empire): Yahudi milleti the Jewish millet. M
- millet
- folk
Hang in there, folks.
- Orada bekleyin, millet.
My folks used to tell me stories about that.
- Benim millet bana onun hakkında hikayeler anlatırdı.
- millet
- (Konuşma Dili) the people, the public
- millet
- nation; people; everybody
- millet
- (Konuşma Dili) any specific group of people: kadın milleti womankind. berber milleti barbers (in general)
- millet
- (Konuşma Dili) everybody present, all the people there: Millet heyecanlandı. Everybody got excited
- millet meclisi
- legislature
- millet vekili
- deputy
- millet mektepleri
- Schools of the nation
- millet Meclisi
- the Grand National Assembly (of Turkey)
- millet meclisi
- national congress
- millet meclisi
- the National Assembly
- millet meclisi üyeliği
- (Politika, Siyaset) legislatorship
- millet meclisi üyesi
- legislator
- millet çapında
- nation-wide
- millet
- community
She did it for the good of the community.
- O onu milletin iyiliği için yaptı.
- denizci millet
- (Politika, Siyaset) maritime nation
- milletler
- people
- milletler
- peoples
- selam millet
- hi everyone
- selam millet
- hi all
- selam millet
- hi everybody
- millet
- folks
I'll be right back, folks.
- Ben hemen döneceğim, millet.
Hang in there, folks.
- Orada bekleyin, millet.
- millet
- they
I congratulate him and Governor Palin for all they have achieved, and I look forward to working with them to renew this nation's promise in the months ahead.
- Başardıkları her şey için onu ve Vali Palin'i tebrik ediyorum ve önümüzdeki aylarda bu milletin sözünü yenilemek için onlarla çalışmaya can atıyorum.
- Millet!
- (Argo) guys
Hey guys! What' up?.
I miss you guys so much!
- Sizi çok özlüyorum millet.
What were you guys talking about?
- Siz ne hakkında konuşuyordunuz millet?
- avrupa devletlerinde millet meclisi
- states of the European Parliament
- bağlı bulunan millet, tabiiyet
- connected to the nation, nationality
- en ziyade müsaadeye mazhar millet tarifesi (en cok kayrılan ülke tarifesi )
- (Ticaret) most-favoured –nation –tariff
- milletler
- millets
- tükiye büyük millet meclisi
- The Turkish Great Assembly
- türkiye büyük millet meclisi
- Turkish Grand National Assembly
- Büyük Millet Meclisi
- the Grand National Assembly
- Türkiye Büyük Millet Meclisi
- (Hukuk) (TBMM) Turkish Grand National Assembly
- Türkiye Büyük Millet Meclisi
- the Grand National Assembly of Turkey, the Turkish Chamber of Deputies
- büyük Millet Meclisi the Grand National Assembly
- (of Turkey)
- kendi kendine yeten millet
- (Politika, Siyaset) self sufficient nation
- millet
- citizenry
- vatan ve millet sevgisi
- love of country and nation