meyveli

listen to the pronunciation of meyveli
التركية - الإنجليزية
fruitful
fruity
(something) which is made from fruit, fruit; (something) which has fruit in it, fruited
(plant) which has fruit on it, fruit-laden, fruited
fruitful, fruited, fruity
fruited
meyve
fruit

My mother bought some apples at a fruit store. - Annem, bir meyve mağazasından biraz elma aldı.

Do you want fruit juice? - Meyve suyu ister misin?

meyveli dondurma
tutti-frutti
meyveli dondurma
(Gıda) fruit ice-cream
meyveli kek
(Gıda) fruit cake
meyveli kokteyl
punch
meyveli tart
(Gıda) fruit tart
meyveli tatlı
trifle
meyveli ağacı taşlarlar
(Atasözü) Cultured, talented people are often the object of jealous criticism
meyveli bir şekilde
fruitfully
meyveli bir şekilde
fruitily
meyveli börek
dumpling

In the blink of an eye, the tennis-ball-sized dumpling had disappeared. - Göz açıp kapayıncaya kadar, tenis topu büyüklüğünde meyveli börek kaybolmuştu.

We're going out for dumplings in the evening, all right? - Akşam, meyveli börek yemek için dışarı çıkıyoruz, tamam mı?

meyveli dondurma
sundae
meyveli dondurma
sherbet
meyveli içki
(Gıda) fruit punch
meyveli kobler
(Gıda) fruit cobbler
meyveli kokteyl
(kâsede hazırlanır) punch
meyveli kokteyl kâsesi
punch bowl
meyveli kup glase
(Gıda) coupe jacques
meyveli pasta
fruitcake
meyveli pasta
flan
meyveli pay
deep dish pie
meyveli puding
Charlotte
meyveli turta
turnover
meyveli yoğurt
(Gıda) fruit yogurt
meyveli çubuk dondurma
ice lolly
meyveli şeker
fruit drops
meyve
dessert

I bought three apples and two bunches of grapes for dessert at the market. - Markette meyve için üç elma ve iki salkım üzüm aldım.

For dessert, Marie had made her chocolate cake and a fruit salad. - Tatlı için, Marie çikolatalı pasta ve bir meyve salatasını yapmıştı.

meyve
fruit, product; return, profit
meyve
product
meyve
(dutsu) berry
meyve
costermonger
meyve
fruitage
meyve
frute
yabani meyveli maki
wild fruit shrubs
koyu meyveli
(Botanik, Bitkibilim) dark-fruited
kızıl meyveli
(Botanik, Bitkibilim) red-fruited
meyve
lychee

Lychees are one of my favourite fruits. - Lişe benim en sevdiğim meyvelerden biridir.

rulo biçiminde meyveli puding
roly poly pudding
rulo biçiminde meyveli puding
roly poly
التركية - التركية
Meyve ile yapılmış, içinde meyve bulunan
Yaratıcı olan, olumlu bir şey ortaya koyabilen
Meyvesi olan, meyve veren, yemişli
MEYVE
(Osmanlı Dönemi) (C: Meyvecât) f. Meyva, yemi
Meyve
mive
meyve
Ürün, sonuç, kâr
meyve
Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan organ, yemiş
meyve
Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan organ, yemiş. Ürün, sonuç, kâr: "Mektebimizin şapirografla basılan haftalık Fidan'ında, en güzel meyve benim imzamdır."- Y. Z. Ortaç
meyveli
المفضلات